26 Haziran 2012 Salı

Kanunlarımızda IP adresi bir kişiyi tanımlar mı?



Linkedin üzerinde oluşturulan Bilişim Hukuku grubunda başlatılan bir tartışma hakkında konuşulanları toparlamak istedim. Tartışma, kanunlarımızda IP adresinin bir kişiyi tanımlayıp tanımlamaması ile ilgili. Bu tür konular hakkında çok fazla bilgi kirliliği olduğunu düşündüğüm için uzmanların fikirlerini burada paylaşmak istedim. Hem bu şekilde gruba erişimi olmayan kişilerde faydalanmış olacaktır. 

Öncelikle IP adresinin atanmasıyla alakalı teknik bilgiyle başlayalım. IP adresi internet servis sağlayıcılar tarafından ağ yönlendirici cihazlarına (modem/router) atanır. Bu atama işlemi dinamik ve statik olmak üzere iki şekilde yapılır. Dinamik olduğu zaman yönlendiricimizi her kapatıp açmamızda ve/veya belirli zaman aralıklarında IP adresimiz yenilenir. Bu şekilde yenilense dahi internet servis sağlayıcısı tarafından IP adresinin hangi internet abonesine hangi tarihlerde atandığı bilgisi tutulur. Diğer bir yöntem olan statik atama işleminde ise ağ yönlendiricilere atanan IP’ler hiçbir zaman değişmez. Bu, özellikle kurumlarda tercih edilen bir yöntemdir. Tüm bu IP’ler gerçek IP olarak adlandırılmaktadır. Yani atanan bir IP sadece size aittir ve tüm internet ağında sizin adınıza dolaşmaktadır. Bir de lokal IP kavramı vardır. Bu da ağ yönlendiricilerine bağlanan bilgisayarlarımızın aldığı IP’lerdir. Örneğin, bilgisayarımızdan www.google.com adresine gitmek istediğimizde lokal IP’miz yönlendiriciden geçerken gerçek IP’miz ile değişecektir. Google’a sorgu yapan IP adresi servis sağlayıcısının bize atadığı gerçek IP olacaktır. Buradan özellikle şu sonuç çıkmaktadır; bir gerçek IP adresi arkasında birden fazla kullanıcı olabilmektedir. Özellikle çok kullanıcılı kurumlarda web adreslerine son noktada kimin eriştiğinin tespiti yapılamamaktadır. Burada kurum içinde trafiğin takibi için 5651 sayılı kanunun gereksinimleri uygulanarak trafik loglanmalıdır.

Gerçek IP adresi gibi kişiye özel olan bir de MAC adresi vardır. Her kullanıcının MAC adresi birbirinden farklı olduğu için www.google.com adresine bağlanan kişi MAC adresinden tespit edilemez mi sorusu akıllara gelmektedir. İnternet protokolünün çalışma mantığına göre paketler yönlendiriciler üzerinden geçtikten sonra geçtiği yönlendiricinin MAC adresini bir sonraki yönlendiriciye taşırlar. Kullanıcının MAC adresi sadece kendi yönlendiricisine kadar iletilmiş olur ve bu yüzden MAC adresiyle tespit edilemez.

Verilen teknik bilgilerin ışığında IP adresinin bir kişiyi tanımlayıp tanımlamadığını tartışalım. Internet servis sağlayıcılarıyla yapılan hizmet sözleşmeleri ile yönlendiricimize atanan IP’ler ismimiz ile kayıt altına alınıyor. Bu durumda bu IP’lerden yapılan her işlemin bizim tarafımızdan yapıldığı kabul ediliyor. Fakat yasal olmayan yollarla yönlendiricimizin üzerinden suç işleyen kişiler olabilir. Kablosuz ağımızın güvenliğini kırıp yine bizim IP’miz üzerinden suçlara karışmış kişiler olabilir. Bu yüzden IP adresimiz üzerinden işlenen suçlarda IP tek başına yeterli bir kanıt olarak görülmemelidir. Bu tür ihtimaller olabileceği için karşı tarafın ispat yükümlülüğü devreye girecektir. Grup üzerindeki tartışmada Sn. Avukat Ceyda Cimilli Akaydın durumu şu şekilde ifade etmiştir. Olduğu gibi alıntılıyorum.  

Ceza hukuku'nun temel prensiplerinden birisi şüpheden sanığın yararlanmasıdır. IP numarası hangi kullanıcıya atanmış IP adresinden işlem yapıldığını belirler ama teknik kişilerin çok daha iyi belirttikleri gibi, uzaktan erişim, kablosuz modeme izinsiz bağlanma vb. pekçok yolla aboneye atanan IP adresinden abonenin haberi olmadan işlem yapılabilir. Ceza hukuku açısından aboneye internet erişimini korumak gibi bir yükümlülük veya abonenin bağlantısı kullanılarak yapılacak işlemden her halukarda sorumlu olacağına ilişkin bir hüküm, veya özel hukuk açısından bakarsak ispat yükünü değiştiren bir karine yoktur. Özel hukuk açısından hayatın olağan akışı içerisinde IP nin atandığı kişinin fiili yapan olduğu kabul edilemez çünkü bu yasa dışı eylemler yapanların kendilerine atanmış IP leri değil yasa dışı yollarla elde ettikleri başka IP leri kullanmaları genel eğilimdir. Dolayısıyla IP nin atanmış olduğu abonenin suçu işlediği şüphelidir ve bundan sanık yararlanmalıdır. Başka delil yoksa ceza hukukunda sanık delil yetersizliğinden beraat etmeli, özel hukuka ilişkin işlerde ise karşı taraf ispat yükü altında olmalıdır.”

Sonuç olarak ev kullanıcıları için suçun işlendiğine dair kuvvetli deliller olması gerekmektedir. Kurumlar tarafından işlendiği iddia edilen suçlarda ise kurum çalışanlarının trafik kayıtlarının tutulduğu sistemlere bakılmalıdır. Aksi takdirde kurumlar için istenmeyen sonuçlar ortaya çıkabilecektir.


-GG

0 yorum:

Yorum Gönder