14 Mart 2015 Cumartesi

İnternet ve Mahremiyet (Privacy)

İnternetin günlük yaşamda dokunmadığı alan artık neredeyse yok gibi. Eğer henüz internet ile tanışmayan bir alan var ise doğal yaşam döngüleri ve zorlu piyasa koşulları interneti kullanmaya itecektir ve yakın zamanda tanışmış olacaktır. Alışveriş, eğitim, sosyal hayat, sağlık, bankacılık ve sayamayacağımız birçok alanda internet kullanım oranı ve etkisi artmaya devam ediyor. Durum böyle olunca hem özel hem iş yaşamımızı ilgilendiren her aktivite internet ortamında kayıt altına alınıyor. İnternete bağlı kaldığımız her an farkında olmasak ta çeşitli bilgileri sağlamak zorundayız. Zorundayız diyorum çünkü internetin yapısı bunu gerektiriyor. Kendini gizleme yöntemleri mevcut ama orada da en azından IP bilgisini paylaşmak durumundayız. Paylaştığımız bilgi tek başına bir anlam ifade etmeyebilir, fakat bazı bilgiler diğerleriyle bir araya getirilip işlendiğinde anlamlı hale gelebilir. Dedektif filmlerinde duymaya alışık olduğumuz “her dokunuş iz bırakır” jargonunu internet dünyasında da duymaya başlıyoruz. Durum artık öyle bir hal almaya başladı ki hangi internet işleminin hangi kişisel bilgimizi nerede kayıt altında tuttuğunu, kiminle paylaşıldığını bilmiyoruz. Bu da aslında tüm dünyada endişe konusu olan mahremiyetin (privacy) artık daha çok tartışılmasına yol açıyor. Bu yazıda internet ortamında ki hangi işlemler mahremiyetimizi tehdit ediyor ve bundan nasıl korunabiliriz konularına değinmeye çalışacağım.

İnternet Hizmetine Bağlanma
Bilgisayarımızla veya mobil cihazımızla internete bağlanmak istediğimizde kimliğimiz olarak düşünebileceğimiz IP adresi internet servis sağlayıcı tarafından tahsis edilir. İnternet üzerindeki işlemleri gerçekleştirirken her defasında bize atanan IP adresini kullanırız. Bu IP, servis sağlayıcından aldığımız hizmete göre sabit (statik) veya değişken (dynamic) olabilir. Her iki şekilde de servis sağlayıcı tarafında işlem kayıtları tutulduğu için ikisi arasında gizlilik açısından bir fark olmamaktadır.
Sadece bu IP bilgisi dahi kişisel olarak sizi tanımlayabilir. (IP adresi bir kişiyi tanımlar mı? Yazımda konu hakkında detaylı bilgi bulabilirsiniz.) Erişim sağladığınız web sitesi sahibi için bu bilgi bir anlam ifade etmeyecektir. Ancak servis sağlayıcı IP adresinin kime ait olduğunu bilmektedir. Servis sağlayıcı tarafından bu bilgiler reklam, pazarlama gibi amaçlar için kullanılabilir. İstihbarat aracı olarak ta kullanılması mümkündür. Servis sağlayıcı ile aramızda imzaladığımız sözleşme gereği bu bilgileri paylaşmaması gerekmektedir. Ancak olası sözleşme ihlallerinin tespit edilmesi ve ispat edilmesi çok zor olduğu için kişisel bilgilerimizin kim tarafından ne amaçlarla kullanıldığının ne yazık ki farkında olamıyoruz. Bu yüzden internette yaptığımız her işlemin kimliğimize dair izler bıraktığının bilinciyle internet işlemlerimizi gerçekleştirmeliyiz. Tespit edilmenin önüne nasıl geçeceğiz diye soracak olursanız VPN gibi çeşitli gizlenme yöntemleri vardır, ancak bu yöntemde de bir başka güvenlik riskleri yer almaktadır. Bu konu için daha sonra ayrıca bir yazı yazmayı düşünüyorum.

İnternette Gezinme
Bir günde ne kadar sayfa ziyaret edip, nerelere farkında olmadan bizi tanımlayacak veya tanımlamak için ipucu sunacak bilgiler sunuyoruz? Bu sayıyı birçoğumuz bilmiyor aslında. Hatta bu yazıyı okurken dahi yan sekmelerde açık duran web sayfalarının aslında ne tür işlemler gerçekleştirdiğinin farkında değiliz. Haber sitesine gittiğimizi düşünüyoruz ama arkada hangi sayfaları ziyaret ediyoruz bunu ne yazık ki göremiyoruz. Bizim denetimimiz dışında yönlendirildiğimiz sayfaların başında reklam, pazarlama ve kullanıcı takibi yapan içerik toplayıcı sayfalar yer almaktadır. Tüm internet tarayıcıları kullanıcının ziyaret ettiği sayfaların tarihçesini tutmaktadır. Gezdiğimiz sayfalardan tutunda verdiğimiz kimlik bilgilerine kadar her türlü kişisel verilerimize bu şekilde ulaşabilmeleri mümkün. Özellikle ortak kullanımda olan bilgisayarlarda ciddi anlamda risk taşımaktadır. Bu tür bilgisayarları kullanırken daha dikkatli olmakta fayda var.

Arama Motorları
Belki de en masum olarak görünen ama en tehlikeli kişisel mahremiyet tehdit aracı. Arama motorları bana göre internetin bu denli gelişip kullanılabilir olmasında en önemli etken. Artık her şeyi arama motorlarına (Google’a) soruyoruz. Tarayıcıya gitmek istediğimiz sayfanın adresini yazmak yerine Google’a yazıyoruz. Yanlış ta yazsak o bizim yerimize düzeltiyor, ne demek istediğimizi hemen anlıyor zaten. Durum böyle olunca her ne sıkıntımız, merak ettiğimiz şey var ise hemen Google’da arıyoruz. Başkalarıyla paylaşmaya çekindiğimiz bir hastalığımızı, tepkilerle karşılaşacağımızı düşündüğümüz siyasi ve dini görüşlerimizi veya hakkında bilgi sahip olmak istediğimiz bir kişiyi hep Google’a soruyoruz. Hem de kimseyle paylaşmadığımızı zannederek. Aslında her sorgumuz, her isteğimiz arama motorları tarafından kayıt altında tutuluyor. Bağlandığımız IP adresi bilgileri de arama motoru servisi sağlayıcısında tutulduğu için hangi aramayı hangi IP yaptı bilgisi ilişkilendirilebiliyor. Arama motorları, IP’nin kime ait olduğu bilgisine sahip olmadıkları için servis sağlayıcıdan bu bilgileri almadıkları sürece çok anlamlı gelmeyecektir. Bu durumda her ne kadar kişisel olarak arama bilgilerimize ulaşılamayacağı düşünülse de kitlesel olarak bir toplumun en çok neleri merak ettiğine ulaşabilirler. Haberlerde sıkça rastlanabilir bu duruma, “2014 yılında Türkiye en çok neyi merak etti” gibi başlıklarla.
Peki arama motorları IP adresinin kime ait olduğunu bilmeden kişisel bilgilerimize nasıl ulaşabilirler, hangi yöntemleri kullanabilirler? Temel olarak en çok kullandıkları yöntemin başında sağladıkları ikinci bir servis geliyor. Örneğin Google’a ait e-posta hizmeti Gmail. Aynı internet tarayıcısının bir sekmesini Google için diğerini de Gmail için kullandığımız zaman mail adresimiz üzerinden sınıflandırma yapılıp arama geçmişimiz kaydedilebilmektedir. Benzer şekilde Yahoo arama motoru kullanırken yahoo-mail’e erişim yapılabilmektedir. Bu yüzden öncelikle arama motorlarının gizlilik (privacy) politikalarına göz atmak daha sonra da bir arama motoruna ait başka bir servisi aynı tarayıcıda kullanmamak veya çevrimdışı arama yapmak faydalı olacaktır.

Çerezler (cookies)
Bir web sayfasının internet tarayıcısında görüntülenmesini sağlayan HTTP protokolü tasarım gereği oturum denetimi (stateless) yapamadığı için kullanıcı takibini çerez (cookie) olarak adlandırılan küçük dosyacıklar yardımıyla yapmaktadır. Bu dosya içerisinde kullanıcı giriş bilgileri, tercihleri, alışveriş sepeti bilgileri gibi bir çok veri tutulabilmektedir. Daha sonra bu verileri kullanarak internet kullanıcısını hatırlama ve yönlendirme işlemlerini gerçekleştirmektedir. Temelde kullanım amacı her ne kadar kolaylık sağlamak olsa da kişisel bilgilerin toplanıp işlenmesi gibi güvenlik risklerini de taşımaktadır.
Örneğin, bir alışveriş sitesinden fotoğraf makinası araması yaptınız ve çıkan sonuçları inceledikten sonra almadan çıkış yaptınız. Daha sonra bu alışveriş sitesini ziyaret ettiğinizde size öneri olarak bir çok fotoğraf makinası sunulacaktır. Bu işlemi internet tarayıcınızda yer alan çerez (cookie) yardımıyla yapabilmektedir. İç kullanıma örnek verdiğimiz bu örnek masum bir reklam kampanyası olarak görülebilmektedir, ancak çerezlerin bir başka firmayla paylaşılması olayı da olabilmektedir. Bu durumda hali hazırda tüm iletişim bilgilerimizin yer aldığı alışveriş sitesi çerez bilgilerini başka bir firmayla paylaştığı zaman bize fotoğraf makinesi satmak isteyen bir çok kişiden SMS, e-posta veya telefon çağrısı almaya başlayabiliriz.
Çerezlerin kötüye kullanılmasını en aza indirmek için yapılması gerekenler sık sık tarayıcı geçmişini silmek, geçmiş kaydı yapmayan tarayıcı kullanmak (incognito) ve en önemlisi asla web sitelerine yüzde yüz güvenmemektir.

Mobil Uygulamalar
Son 5 yılın en çok dikkat çeken teknolojik gelişmeleri düşünüldüğünde şüphesiz akla ilk olarak mobil cihazlar ve mobil uygulamalar gelmektedir. İnternet kullanarak yapacağımız herhangi bir işlemi internet tarayıcısına bağlanmak yerine o işlemle özelleşmiş uygulama aracılığıyla yapıyoruz. Alışveriş, e-posta, bankacılık, harita, kitap, haber ve daha birçok işlem için uygulamalar bulunmaktadır. Apple ve Android marketlerde hemen hemen her işlem için kullanılacak milyonlarca uygulama yer almaktadır. Bu uygulamalardan önemli bir çoğunluğu ücretsiz olarak sunulmaktadır. Uygulamalar, kullanım şekline göre genelde mobil cihazın bazı özelliklerine erişmek ve bilgi almak istemektedir. Harita uygulaması konum bilgisine, sosyal medya uygulaması rehbere, fotoğraf uygulaması albüme erişmek isteyecektir. Bu erişim istekleri uygulamanın daha etkin çalışması için gerekli görülmektedir. Ancak konum bilgisiyle, rehberle veya mesajlarla işi olmayan bir uygulama da iznimiz olmadan veya iznimizi alarak! erişebilir. Uygulamalar ilk açılışta kabul etmemiz gereken bir takım bilgiler sunmaktadır. Genellikle okumadan uygulamayı biran önce kullanmak istediğimiz için bu seçenekleri kabul ederiz. Burada uygulama için gerekmese dahi mobil cihazımızda erişmek istediği alanlar için izin istemektedir. Bazı uygulamalarda ise gizlilik sözleşmesi hiç bulunmamaktadır. Kişisel olarak mobil uygulamaların mahremiyetimizi en çok tehdit eden araç olduğunu düşünüyorum. Bunun en temel sebebi toplanan verilerin doğru kişiyle ilişkilendirilmesi ve bunun kolaylığı.
Burada mobil uygulamaları kullanırken dikkat etmemiz gereken bazı hususlar bulunmaktadır. Öncelikle uygulamayı indirmeden önce mağaza tarafından onaylanıp onaylanmadığına ve kullanıcı yorumlarına bakmalıyız. Kurduktan sonra uygulamanın hangi kaynaklara erişmek istediğine ve bunu bize sorup sormadığına dikkat etmeliyiz. Hiçbir izin almadan kaynaklarımıza erişmek isteyen bir uygulamayı kullanmak yerine muadili bir uygulama bakabiliriz. Cebimizde taşıdığımız cihazın her hareketimizi takip eden, kayıt altında tutan bir araca dönüşmesini elimizden geldiğince engellemeye çalışmalıyız.

E-postalar
E-postalar artık hayatımızın vazgeçilmez bir iletişim aracı. Sağladığı kolaylıklar yanında bazı riskleri de beraberinde getirmektedir. Bir kişinin son 3 yıllık e-posta geçmişini incelediğinizde eminim ki o kişiyi en yakınından daha fazla tanıyabilirsiniz. İş başvurularımız, özgeçmişimiz, sosyal medyada yazdığımız yorumlar, bize gelen davetler, beğeniler, arkadaşımızla eşimizle yazışmalarımız, kredi kartı ekstre bilgileri, hobi kulüplerinden gelen fotoğraflar mesajlar, ödediğimiz faturalar ve benim aklıma gelmeyen daha bir çok bilgiye mail kutumuzdan ulaşabiliriz. Sadece şifresini bizim bildiğimizi ve kimsenin erişemeyeceğini asla düşünmemeliyiz. Şifrenin bir başkasının eline geçmesinin yanında bir de e-posta hizmetini sağlayıcı kurumun aslında tüm mailimizi görüntülendiğini her zaman aklımızın bir köşesinde bulundurup buna göre ne tür bilgileri kişisel e-posta adresimizde tutacağımızı düşünmeliyiz. Bilgileri sildiğimizi düşündüğümüzde aslında gerçekten silinmediğini sadece bize gösterilmediğini de bilmeliyiz J

Anlık Mesajlaşma
İnternetle birlikte hayatımıza giren ve etkisi mobil teknolojilere de uzanan anında mesajlaşma-sohbet uygulamaları sohbet geçmişini kaydederek kullanıcılara geçmişte yaptığı sohbetleri sunma özelliği taşıyor. Kaydetme işlemi lokal bilgisayarda/mobil cihazda olduğu gibi uygulama sunucularında da olabiliyor. Her ne kadar kaydetme seçeneğini aktif etmesek te uygulama kendi veri tabanında tüm konuşma geçmişimizi tutmaya devam edecektir. E-posta kullanımında bahsettiğim gibi sildiğimizi zannediyoruz gerçekten silinmiş oluyor mu? Bu tür anlık mesajlaşmaları kullanırken mesajların uygulama sahibi tarafından kolayca görülebildiğini düşünerek daha bilinçli kullanmak faydalı olacaktır.

Sosyal Ağlar
Mobil teknolojilerle birlikte daha çok kullanmaya başladığımız, adeta her anımızı paylaştığımız bir ortam sunan sosyal medya sayesinde artık her yaptığımız şeyden herkesin haberi var. Sosyal medya’da paylaştığımız bilgilerde e-posta ve anlık mesajlaşmadan farklı olarak en önemli tehdit paylaşımımızı gören veya görme potansiyeli olan kişilerdir. Burada paylaşılan bilgiler bir araya getirilerek kimlik sahteciliği yapmak çok kolay olabilmektedir. Hangi işi yaptığımızı, nerede çalıştığımızı, en çok hangi kafelere gittiğimizi, hangi spor salonunda spor yaptığımızı, arkadaşlarımızın kim olduğunu ve her şeyi paylaşarak aslında kimliğimize dair her bilgiyi paylaşmış oluyoruz. Paylaştığımız tüm bilgilerin kötü niyetli kişiler tarafından kullanılabileceğini göz önünde bulundurarak daha dikkatli ve bilinçli sosyal medya kullanıcı olmak faydalı olacaktır.


0 yorum:

Yorum Gönder